Ventriküler Septal Defektler-3 Yıllık
Olgu Değerlendirmesi

Doç.Dr.Vedide TAVLI*, Uzm.Dr.Türkay SARITAŞ*, Uzm.Dr. Berna ÇEVİK*,
Op.Dr. Faik Fevzi OKUR**, Op.Dr. Ali GÜRBÜZ***, Prof. Dr Mehmet TEKDOĞAN**

*Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Kliniği, İzmir
**Şifa Kalp Merkezi, İzmir
***Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Kliniği, İzmir

ÖZET

Amaç: VSD’li çocuklarda gelişebilecek  komplikasyonları irdeleyerek takip ve tedavide ekokardiyografinin ö­ne­mi­nin vurgulanmasıdır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2001-Aralık 2004 tarihleri arasındaki 3 yıllık dönemde çocuk kardiyolojisi polikliniğinde VSD tanısı ile takibi yapılan 690 olgudan birden fazla görülen 284 olgu geriye dönük olarak ele alındı. Henüz kont­rol zamanı gelmemiş ya da kontrollerine gelmemiş 406 olgu çalışmaya alınmadı.
Bulgular: Olguların yaş ortalaması 11.5±8.2 ay, vücut ağırlıkları 1.3 kg-50 kg (ortalama 12.3 kg)  iken %52.5’ini er­kek olgular oluşmaktaydı. En yaygın defekt tipini perimembranöz defektler oluşturmaktaydı. Takipte %4.6 o­ra­nın­da VSD’de kendiliğinden kapanma belirlendi. VSD’si kendiliğinden kapanan grupta aortik kapak prolapsusu, aort ye­tersizliği, sol ventrikül çıkım yolu darlığı, infundibuler darlık, infektif endokardit, sol ventrikül-sağ atriyum şantı ve Ei­senmenger sendromu gelişimi gözlenmez iken, defekti henüz kapanmamış olgularda aortik kapak prolapsusu %4, aort yetersizliği %6, subaortik ridge %4, ventriküler septal anevrizmal yapı gelişimi %9 olguda belirlendi ve ta­kip­de 28 olguda daha ventriküler septal anevrizma gelişimi belirlendi. VSD’si kendiliğinden kapanmış pe­ri­mem­bra­nöz defekti olan olgularda ventriküler septal anevrizma gelişimi oranı ise %89 olarak belirlendi. Sol ventrikül-sağ at­ri­yum şantı %0.7, infindubuler darlık gelişimi %1.1, infektif endokardit gelişimi %0.7 oranlarında tespit edildi. Sinus val­salva rüptürü izlenmedi.
VSD’si henüz kapanmamış grupta da Eisenmenger sendromu gelişmedi. Olguların %14.4’ü çeşitli nedenlerden do­la­yı ameliyata verildi. Ameliyat yapılmış hastalarda ventriküler septal anevrizma gelişimi, aortik kapak prolapsusu, in­fektif endokardit gelişimi, sol ventrikül-sağ atriyum şantı ve Eisenmenger sendromu gelişimi saptanmadı.  A­me­li­yat sonrası rezidüel VSD %5.9, subaortik diskret membran gelişimi %4.9 oranlarında saptanırken opere edilen ol­gu­larda Eisenmenger sendromu saptanmadı.
Sonuç: Gelişebilecek komplikasyonları ve bunların bir kısmının cerrahi müdahale gerektirmeleri nedeni ile VSD’lerin aralıklarla düzenli takipleri gereklidir. 
Anahtar Kelimeler: VSD, Kendiliğinden kapanma, Aort kapak yetersizliği

Ventricular Septal Defects: Evaluation of Cases For A Period of Three Years

SUMMARY

Aim: To assess the complications that occur in the follow-up of patients with VSD using echocardiography.
Material and Methods: Two hundred eighty four patients with the diagnosis of isolated VSD were evaluated ret­ros­pectively from January 2002 to December 2004.
Findings: The mean age of the patients was 11.5±8.2months. Body weight ranged between 1.3-50 kg (mean 12.3 kg). 52.5% of the patients were male. Perimembraneous defects were the most common defect type. Spontaneous clo­sure was observed in 4.6% of all patients in the follow-up. Aortic valve prolapse, aortic insufficiency, left vent­ri­cu­lar outflow tract obstruction, infundibular stenosis, infective endocarditis and  LV-RA shunt were not observed in the fol­low-up of VSD’s which closed spontaneously. However, in VSD’s which did not close spontaneously, aortic valve pro­lapse (4%), aortic insufficiency (6%), subaortic ridge (4%), ventricular septal aneurysms (9%) were observed in the follow-up. Ventricular septal aneursyms developed  in 89% of the spontaneous-closure group. In patients who­se defects closed spontaneously, LV-RA shunt, infundibular stenosis and  infective endocarditis were observed in 0.7%, 1.1%, 0.7%, respectively. Sinus valsalva rupture was not identified in any patient. 14.4% of all patients under­went operation for various reasons. Ventricular septal aneurysms, aortic valve prolapse, infective en­do­car­di­tis, LV-RA shunt and Eisenmenger syndrome were not observed in the follow-up of operated patients. Residual VSD, and subaortic discrete membrane were identified in 5.9% and 4.9% of the patients. Eisenmenger syndrome was not observed in any one of the defects in the follow-up.
Conclusion: Periodic follow-up of VSD patients is crucial because of the complications seen. 
Key Words: VSD, Spontaneous closure, Aortic valve insufficiency



Geri Dön          Yazdır          Editörün Notu

Rolex Replica Watches Rolex Replica www.megaroelx.com swiss replica watches www.topwatchesmall.com

Mebas Medikal Bas?n Yay?n Ltd. ?ti. ? 2006 Her Hakk? Sakl?d?r. Design by YakamozDizayn

Blancpain Replica Replica Breguet Watches breitling replica Breitling Avenger Replica Breitling Bentley Replica