ÖZET
Amaç: Histopatolojik tanısında sadece adenomiyozis saptanmış vaka grubu ile adenomiyozisin eşlik etmediği kontrol grubu verilerini karşılaştırarak; adenomiyozis gelişmesinde etkili olabilecek yaş, gravida, geçirilmiş uterin cerrahi, sezaryen, spontan abortus ve dilatasyon küretaj (D&C) gibi risk faktörlerinin araştırılması.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 2002 ve 2004 yılları arasında jinekoloji kliniğinde benign nedenlerle opere edilerek (adneksiyel kitle, uterin prolapsus, pelvik relaksasyon, düzensiz uterin kanama vb.) histopatolojik tanısında sadece adenomiyozis tespit edilen 92 olgu (grup 1) ve histopatolojik tanısında adenomiyozisin eşlik etmediği patolojiler saptanan 93 olgu (grup 2) dahil edildi. Hastaların yaş, gravida, doğum şekli, spontan abortus, D&C ve geçirilmiş uterin cerrahi gibi anamnez verileri kaydedildi ve her iki grup sonuçları birbirleri ile karşılaştırıldı.
Bulgular: Yaş, menopozal durum, sigara kullanımı ve geçirilmiş uterin cerrahi açısından her iki grup arasında adenomiyozis gelişimi açısından bir fark olmadığı tespit edildi. Doğum şekli açısından bakıldığında sezaryen ile doğum yapan vakalardan 8'inin (%8.7) grup 1'de, 2'sinin (%2.2) grup 2'de olduğu ve farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi (p<0.05). Spontan abortus sayıları açısından bakıldığında her iki grup arasında istatistiksel bir fark olmadığı bulundu. Grup 1 içerisinde grandmultipariteye sahip olgu sayısı, grup 2'ye oranla anlamlı yüksekti (p<0.05). D&C hikayesinin varlığı ve sayısının grup 1 ile grup 2 arasında istatistiksel fark oluşturduğu gözlendi (p<0.05).
Sonuç: Adenomiyozisin spontan abortus, geçirilmiş uterin cerrahi, sigara kullanımı ve menopozal durumla ilişkisi saptanamazken; artan parite, geçirilmiş D&C ve sezaryen sayısı ile olan birlikteliği ortaya konmuştur.
Anahtar Kelimeler: Adenomiyozis, Risk faktörleri
Risk Factors for Adenomyosis
SUMMARY
Objective: To investigate risk factors like age, gravidity, previous transcervical or transmural operation, cesarean section, spontaneous abortion and D&C, that may play a role in the development of adenomyosis by comparing the patients having a hystopathologic diagnosis of adenomyosis with the ones having no hystopathologic diagnosis of adenomyosis.
Materıals and Methods: Among patients who have been operated in the gynecology clinic between the year 2002 and 2004 for benign pathology (adnexial mass, uterine prolapse, pelvic relaxation, irregular uterine bleeding etc.) , 92 patients with a hystopathologic diagnosis of only adenomyosis (group 1) and 93 patients with a hystopathologic diagnosis not concomittant with adenomyosis (group 2) were included in the study. Age, gravidity, mode of delivery, spontaneous abortions, D&C, previous uterine surgery were recorded and two groups were compared.
Results: No significant difference was found between two groups for the development of adenomyosis when compared for age, menopausal state, smoking, and previous uterine surgery. When mode of delivery was evaluated, of the patients found to have cesarean section, 8 (8.7%) were in group 1 and 2 (2.2%) were in group 2 and the difference was statistically significant (p<0.05). There was no statistical difference between two groups when compared for spontaneous abortion rates. Number of women with grandmultiparity were higher in group 1 than in group 2 (p<0.05). History of presence and number of D&C had a statistical difference between two groups (p<0.05).
Conclusıon: It is established that adenomyosis has no association with spontaneous abortion rate, previous uterine surgery, smoking and menopausal state, but has a correlation with increased parity, previous D&C, cesarean section and number of births.
Key Words: Adenomyosis, Risk factors