Başvuru Glukoz Düzeylerinin
Başarılı Primer Perkütan Koroner Girişim Sonrasında
ST-Segment Gerilemesi Üzerine Etkisi

Uzm.Dr. Hüseyin UYAREL, Uzm.Dr. Hülya KAŞIKÇIOĞLU,
Uzm.Dr. Zeynep TARTAN, Dr. Özgür AKGÜL, Dr. Dilek ŞİMŞEK,
Dr. Mustafa ÇETİN, Dr. Emrah BOZBEYOĞLU,
Doç.Dr. Ertan ÖKMEN, Doç.Dr. Neşe ÇAM

Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Merkezi, Kardiyoloji Bölümü, İstanbul

ÖZET

Amaç: Bu çalışmanın amacı, başvurudaki kan glukoz düzeylerinin akut koroner tıkanma sonrası mikrovasküler akım üzerine etkisini, no-reflow fenomeninin elektrokardiyografik (EKG) ölçütlerini kullanarak değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem: Akut ST-segment yükselmeli miyokard infarktüsü (Mİ) geçiren ve ≤12 saat içinde başarılı (TIMI III akım) primer perkütan koroner girişim (PKG) uygulanan ardışık 113 hasta (96 erkek, 17 kadın; ortalama yaş 56,9; dağılım 35-83) ileriye dönük olarak değerlendirildi. Glukoz için kan örnekleri koroner anjiyografi öncesi acil ünitesinde alındı. Hastaların PKG öncesi ve TIMI III akım sağlandıktan 60 dakika sonraki EKG kayıtlarında toplam ST-segment yükselme miktarları milimetre cinsinden ölçüldü. Her iki ölçüm arasındaki fark toplam ST-segment yükselmesindeki gerileme olarak kabul edildi ve ‘’∆STG’’ olarak ifade edildi. ∆STG ≥%50 olanlar no-reflow fenomeni (-) (Grup 1, n=90, %79.6), ∆STG <%50 olanlar no-reflow fenomeni (+) (Grup 2, n=23, %20.4) olarak kabul edildi.
Bulgular: No-reflow fenomeni olan grupta, olmayan gruba göre başvuru glukoz düzeyleri daha yüksekti (173.5±67.1 mg/dl ve 133.6±43.6 mg/dl; p<0.001, sırasıyla). Yüksek glukoz düzeyi (≥142.5 mg/dl) olan hastalarda, düşük glukoz düzeyi olan hastalara göre no-reflow fenomeni daha sıktı (%34.1 ve %12.5; p=0.006, sırasıyla). Yüksek glukoz düzeyi olan hastalarda (n=41) sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (SVEF), düşük glukoz düzeyi olanlara (n=72) göre daha düşüktü (47.6±7.9, 50.9±7.5; p=0.03, sırasıyla). ∆STG oranı ile glukoz arasında ters yönde anlamlı doğrusal bağıntı vardı (r:-0.301, p<0.001). Temel özelliklere göre düzeltme yapıldıktan sonra yüksek glukoz düzeyi, no-reflow fenomeninin bağımsız bir öngördürücüsüydü (odds oranı [OO] 2.3, %95 güvenlik aralığı [GA] 1.13-4.71; p=0.02).
Sonuç: ∆STG’nin doku düzeyinde perfüzyonun bir göstergesi olduğu bilindiğine göre, bu çalışma başvurudaki yüksek glukoz düzeylerinin diyabetes mellitus (DM) varlığından bağımsız olarak, primer PKG ile TIMI III akım sağlansa bile miyokardiyal doku düzeyindeki yetersiz perfüzyona katkısını göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Primer anjiyoplasti, No-reflow fenomeni, Glukoz

The Effect of Admission Glucose Levels on ST-Segment Resolution Following Successful Primary Percutaneous Coronary İntervention

SUMMARY

Aim: The purpose of this study was to evaluate the effect of  admission blood glucose level on microvascular flow after acute coronary occlusion by using electrocardiographic (ECG) signs of no-reflow phenomenon.
Material and Methods: We prospectively analyzed 113 patients (96 males, 17 females; mean age 56.9 years; range 35 to 83 years) who presented with ST-segment elevation acute myocardial infarction (MI) and treated within 12 hours with successful (TIMI III flow) primary percutaneous coronary intervention (PCI). Blood samples for glucose were obtained in the emergency unit before coronary angiography. The arithmetic sum of ST-segments was obtained in millimeters on ECGs immediately before angioplasty and after 60 minutes of TIMI III flow restoration. The difference between the two measurements was accepted as resolution of the jum of ST-segment elevation and expressed as ∆STR. Patients with ∆STR ≥50% was accepted as no-reflow phenomenon (-) group (Group 1, n=90, 79.6%), patients with ∆STR <50% was accepted as no-reflow phenomenon (+) group (Group 2, n=23, 20.4%).
Results: In no-reflow phenomenon group, glucose level on admission was significantly higher than that of patients who did not exhibit this phenomenon (173.5±67.1 mg/dl and 133.6±43.6 mg/dl; p<0.001, respectively). The no-reflow phenomenon was more often observed in patients with high glucose level (≥142.5 mg/dl) than in those with low glucose level (34.1% and %12.5; p=0.006, respectively). Patients with high glucose level (n=41) had a lower left ventricular ejection fraction (LVEF) (47.6±7.9, 50.9 ± 7.5; p=0.03, respectively) than did those with low glucose level (n=72). A significant and inversely positive correlation was seen between ∆STG ratio and glucose (r=-0.301, p<0.001). After adjusting for baseline characteristics, high glucose level remained an independent predictor of no-reflow (odds ratio [OR] 2.3, 95% confidence interval [CI] 1.13 to 4.71; p=0.02).
Conclusions: It is known that ∆STG determines microvascular perfusion, this study shows that high admission glucose level predicts insufficient myocardial perfusion independently from prior diabetes mellitus (DM) in spite of TIMI III flow by primary PCI.
Key Words: Primary angioplasty, No-reflow phenomenon, Glucose



Geri Dön          Yazdır          Editörün Notu

Rolex Replica Watches Rolex Replica www.megaroelx.com swiss replica watches www.topwatchesmall.com

Mebas Medikal Bas?n Yay?n Ltd. ?ti. ? 2006 Her Hakk? Sakl?d?r. Design by YakamozDizayn

Blancpain Replica Replica Breguet Watches breitling replica Breitling Avenger Replica Breitling Bentley Replica