Erişkinlerde Ventriküler Septal Defektlerin Amplatzer Kapatıcılar ile Perkütan Kapatılması: İlk Klinik Deneyimlerimiz
Prof.Dr. Erdoğan İLKAY*, Uzm.Dr. Özcan ÖZEKE**, Uzm.Dr. Fehmi KAÇMAZ*, Uzm.Dr. Sakine FIRAT*, Uzm.Dr. Kutluk PAMPAL***, Prof.Dr. Kenan ÖMÜRLÜ*
* Mesa Hastanesi Kardiyoloji Kliniği, Ankara
** Bayırdır Hastanesi Kardiyoloji Kliniği, Ankara
**Mesa Hastanesi Anesteziyoloji Kliniği, Ankara
Özet
Amaç: Erişkinlerde konjenital kapama işlemleri son yıllarda büyük ilerleme kaydetmiş olup erişkin girişimsel kardiyoloji pratiğinde gün geçtikçe uygulama alanı da artmaktadır. Bu çalışmada merkezimizde uygulanan ilk perkütan ventriküler septal defekt kapama sonuçlarımız bildirildi.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2008 tarihinden itibaren merkezimizde uygulanan erişkin yaş grubundaki perkütan VSD kapama uygulanan (6 perimembranöz, 1 müsküler) hastalar çalışmaya alındı (5 kadın, 2 erkek; ortalama yaş 25.1 (18-33).
Bulgular: İşlem tüm hastalarda başarı ile sonuçlandırıldı. Erken ve geç dönem komplikasyon izlenmedi. Tüm hastalar işlemden sonraki gün eve çıkarıldı.
Sonuç: Perkütan VSD kapama tecrübe birikimi ile cerrahiye alternatif bir yöntem olarak kardiyoloji pratiğine girmiş, yüksek başarı ve düşük komplikasyon oranları ülkemizde de uygulanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kalp hastalığı, Ventriküler septal defekt, Perkütan kapama
Percutaneous Closure of Ventricular Septal Defects with Amplatzer Occluders in Adults: Our Initial Experiences
Summary
Aim: Percutaneous intervention in adults with congenital heart disease has advanced rapidly in recent years and represents a growing field of invasive cardiology. We presented our first experience in transcatheter closure of adult ventricular septal defects (VSD).
Material and Method: The first percutaneous closure of VSDs in adult patients was performed in 2008 in our center. This study included the seven patients (5 women, 2men) with a perimembranous (n=6) or muscular (n=1) VSD. Average patients age was 23.8 (18-30) years. Ventricular septal defect closure was performed with standard techniques.
Results: Procedures were completed successfully in all patients. There was no early or late implant embolisation or complication. All the patients were discharged within one day after the procedure.
Conclusion: Percutaneous closure of VSDs has become a good alternative to surgical repair in past decade, with high success rates and low morbidity. In selected cases, percutaneous closure of the VSD is effective and safe.
Key Words: Congenital heart disease, Ventricular septal defect, Percutaneous closure